11 Eylül 2012 Salı

Alev Alev Yandı Ciğerimiz





Dün öğle saatlerinde Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı, Kalabak mevkiinde orman yangını başladı. Apartmanın terasından olanları izlemek, bir an önce yangının kontrol altına alınabilmesi için dua etmek ve gelişmeleri netten takip etmekten başka elimden gelen bir şey yoktu. Gün boyunca esen ve yangını kontrol altına almayı zorlaştıran poyrazın da etkisi ile Fıstık çamı ve  Kara Çam ormanı, üzüm bağları, köylülere ait sebze meyve bahçeleri ve zeytinlik arazi olmak üzere alevler 200 hektarlık alanda etkili olmuş. 

Orman yangını, rüzgar nedeniyle kontrol altına alınamayınca Kalabak ve Tepeoba köyleri boşaltıldı. Yangından bir çok orman hayvanı etkilenmiş, kimi alevlere yenik düşmüş. En çok da yangından kaçamayan kaplumbağalar telef olmuş. Dualarım, endişelerim yangının ortasında kalan cümle hayvant içindi. 


Gün boyu etrafta itfaiye sirenleri, helikopter sesleri yankılandı durdu. Göğe yükselen dumanı izledim. Gece olup da hava kararınca dumana yansıyan alevlarin kızılı daha da belli oldu. Havadan söndürme çalışmaları durmuş, karadan söndürme çabaları halen devam ediyordu. İtfaiyenin o yanıp sönen kırmızı ışıkları kırmızı ateş böcekleri misali bir o yanda bir bu yanda kıpraşıyordu. 


Üstteki fotoyu evimin terasından çektim. Görüntüyü iki farklı açıdan alıp daha geniş bir alanı görüntülemek istedim. Ön taraf daha soluk görünüyor. Dumana karşı baktığımda ortalıkta sarımsı bir aydınlık hakimdi. Oysa doman olmayan taraf daha canlı.  


Duman kocaman bir bulut misali Edremit'e doğru ilerliyor. Sanırım Edremit is altında kalmış olabilir.

Bu postamı akşam yazmayı planlıyordum ancak Pc'nin başına oturunca bir yorgunluk, bir ağırlık, bir baş ağrısı ki bir türlü yazamadım. Sabah saatlerinde ilk işim terasa çıkıp karşı ki dağlara bakmak oldu. Neyse her şey sona ermiş, ama hala o is kokusu burnuma geliyordu.

Havran protokolünün koordineli çalışmaları, askerlerin ve çevre illerin de desteği ile neyse ki can ve mal kaybı olmadan facia atlatıldı. Olan Ormana ve hayvancıklara oldu. Eğer sorumsuzluk sebebi ile bu yangın başlamışsa failinin bulunup gerekli cezayı alması tek umudum.. 

Kalın sağlıcakla Canlar..

.

6 Eylül 2012 Perşembe

Sizce Bu Nedir?

Ramazan ayı başıydı BİM 'e gitmiş aylık alışverişimi yapmıştım. Bir aydan beri dolabımda bir o yana bir bu yana istiflediğim Pilavlık bulgurun tepesinden elime bir kaç bulgur dökülür durur durmadan. Sonunda sıkıldım belli ki paketin tepesinde küçük bir delik var oradan da akıtıyor. Dikkatlice bakınca bir de ne göreyim...........


Sizce Bu Nedir?


Paketin tepesinde küçük bir delik yerine, izole bant ile bantlanmış 
daha büyük,ahanda bu kadar büyük bir delik..


Peki buna ne dersiniz?
Arka taraftan da bantlanmış şeffaf bir koli bandı çıktı.. 
Paketi alırken fark edemediğime inanamıyorum..


Meğer paketin ağzı tamamen açıkmış..  
Marketten - bakkaldan delik olan paketleri almamamız gerekiyor ama böyle de insanı kandırmak olmaz ki... 

 Alış veriş yaparken gözünüzü mümkünse dört açın. 
Yoksa bu da başınıza gelebilir...

Yorum senin Canım Türkiyem..



3 Eylül 2012 Pazartesi

Çay Saati İçin CiCi Bir Tepsi


Sonunda elektrik kesintisi yüzünden arızalanan PC'mizin arızalı parçaları değiştirildi.. Eski harddisk bebişlerimin fotografları ile doluydu onlar silinecek diye öyle korktum ki.. Günlerce dertlendim durdum. Neyse ki sevgili eşim Eski harddiskteki dosyaları yenisine aktarmış. En kısa zamanda onların da çıktılarını almalıyım, bir daha bu stresi yaşamak istemiyorum...
  
Bu arada yeni sezon ahşap boyama kursları için memleketimdeki Halk Eğitim Merkezlerinde kayıtlar başlamış. Halk Eğitim merkezlerine bağlı kurslara kayıt yaptıracaklara duyurulur!.... 

Bu tepsiyi ise geçtiğimiz sezon ahşap boyama kursumuzun son demlerini yaşarken yapmıştım sergiye bir hafta kala öyle bir tempoya girmiştim ki.. Dönem boyunca bir türlü gelmeyen ilhamilerim, pın pın geçen zamanlarım, arkadaşlarım ve öğretmenimden fırçacıklar yememe sebep olmuştu. 

Aşçı panolarımı, buz dolabı magnetlerimi, şişe ve sabun süslemelerimi ve mutfak takımımı tamamlamaya çalışmam hepsi son haftaya kalmıştı. Haliyle kurs arkadaşlarım bir anda bu kadar işi bir anda ortaya çıkardığım için şaşkına döndüler.. (^_^)

Hesaba katmadıkları ise ben 3 yaşındaki kızım ile birlikte gittim geldim hep. Duruyor duruyor "annee çişim geldi, annee uykum geldi, annee ben de yapayım mı... v.s.. v.s.." ayrıca ara ara arkadaşlara da katkıda bulundum. Üstelik yaptıklarımı satışa sunabileceğim bir yer olsa, talep olsa seri üretim yapayım ok, ama böyle bir talep de olmadığı için evimi bir sürü ıvır zıvırla doldurmak hiç işime gelmiyor açıkçası. Yine de severek yaptığım çalışmalarım az ve özdü..

Bu tepsiyi de sergiye yetiştirmek istemiştim ama elimde kalın bir fırça, almayı unuttuğum renkler, doğru malzemeyi haftasonu için eve götürememişim. Stres oldum fırçayı sağa sola vurdum, absürt bir şey olmuş ve hocamdan bir fırça daha yedim; "Ne bu böyle, ilkokul çocuğu yapmaz bunu dedi" ühü ühüü.. iyi oturup ağlamadım, neyse sergiden vaz geçtim ve şimdi tepsim tamamlandı. Hiç mor tepsim yoktu o da oldu... (^_^) 





Tepside kullandığım deseni Dekopaj Resimleri - Çiçek başlıklı postumda bulabilirsiniz.

Şimdi çalışmam benim de içime sindi. Hocam son halini görmedi ama artık beğeneceğine eminim. Çay saati için uygun bir desen. Biz de çay saatimizde ıhlamur, kurabiye bazı bazı büsküvi ile geçirmeyi seviyoruz. Mor tepsimiz eşliğinde çay saatlerimiz daha da keyifli geçiyor, çünkü kızım da moru çok seviyor.. (^_^)

Güzel bir gün geçirmeniz dileklerimle.. ŞimdiliK..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...