21 Mart 2014 Cuma

Sünnet Düğünümüz

Çalışıyor olunca bloga vakit ayırmak epey güç. Üstelik Sünnet Düğünümüz için yaptığım hazırlıklarla ilgili postu yanlışlıkla silip geri alabiliyormuydum bilmiyorum, postu yeniden derleyip toparlamak için zamanı ancak bulabildim. Esas konuya dönecek olursak..

Eğer Sünnet Düğününüzde hazır hiç bir şey kullanmamaya karar vermişseniz ihtiyacınız olacak bir kaç ip ucu verebilirim. Öncelikle sizi motive edecek ve yardım eli uzatacak arkadaşlara, bazı bazı uykusuz geçecek gecelere, en önemlisi de bu koşturmaca esnasında sizi yarı yolda bırakmayacak bacaklara (ben çok yorgun düşmüştüm, aynı zamanda çalışıyor olunca üstesinden gelirim sanmıştım ama dayanamadım sünnetten sonra kullanmayı planladığım yıllık iznimi bir hafta önceden aldım iyi de yapmışım) ve sıhhate ihtiyacınız olacak...
  



O gün aynı zamanda oğluşumun doğum günüydü, 22 Haziran. Bu yüzden maket pasta kullanmak istemedik ve doğum günü şerefine kesebileceğimiz en büyük (11 katlı) pastayı kestik..  
(^_^)






Düğün günümüz gelip çattığında her şey süslenmiş takı kurdalyemiz eksik kalmasın dedim son anda ona da bir el attım. Nazar boncuğu konseptine uygun olarak iki ucunu süsledim. İğinedenlikte kullandığım süslemeler hep daha önce katıldığım düğünlerden elimde bulunan düğün şekerlerini bozarak tekrar değerlendirdiğim malzemelerdi.


Kısacası minimum masrafla güzel işler çıkarabiliyoruz.






Sünnet kınasında olsun gelin kınasında olsun adettendir elde kına tepsisi üç tur kına dönülür. Bu esnada misafirlerime fularlar dağıtıldı ve anneciğimin de yardımı ile toplanan mama kavanozlarından hazırladığım mumluklar hediye edildi. Düğünümüz açık havada olduğu için özellikle bu kavanozları kullanmayı tercih ettim. Hazırlamadan önce de mumlar rüzgar akımları ile sönecek mi diye özellikle test edildi, sonuç başarılı olunca yapımına karar verildi.






Sağdıçlarımıza kırmızı renkli birer yemeni hediye edildi ve hazırladığım sağdıç iğineleri takıldı.


Salonda usulen kına yakılıyormuş gibi yapıldı, devamı evde uygulanacak. Bu arada görümce ve kardeşime kınayı yaktıkları için ördüğüm şallar omuzlarına atıldı.








Bu kaşıkları görünce çok beğenmiştim tanesini 0,50 kruşa alabileceğimi duyunca hiç düşünmeden aldım, aradım taradım devamını bulamadım olanı da 1 tl den aşağı satılmıyordu. Çok şanslıydım bu hediyeliklerin tanesi 0,90 kruşa mal oldu. Hazır alsaydım biblo şeklindekiler 1,5-2,5 tl arası değişiyordu.. Üstelik kaşıklarım kullanılıyor ve karşılaştıkça müsriflik etmediğim için mutlu oluyorum.  
   

Düğünlerin olmazsa olmazı, o gece bolca kurtlarımızı döktük.





                                                                       Evde kınamızı yaktık..




Sabah erkenden kalkıldı, kına yakılan eller yıkandı.. Çok da güzel tutmuş maşallah..




Düğünden bir ay önce hint kınası ile yaptığım denemeler.






Bu desene karar kıldım, yalnız burada doğaçlama çalıştım. Bu konuda yardımcı olacak kimsem yoktu. Zaman kısıtlı kendim anca bu kadar yetiştire bildim benim için yeterliydi.





Sünnet keşkeğimiz dövülüyor.. (^_^)






Bir yandan Mevlüd-ü Şerife okundu.







İşte kınalı kuzularım.. Biri teyzesinin biri de annesinin kuzusu.. (^_^)


Son olarak Bayraklar eşiliğinde Ata binildi.. 


Bu bayraklar Düğünlerde ve asker uğurlama esnasında mahalle gençleri tarafından seçilen bayraktarlarca itina ile taşınır. Bayrağa kumaş, havlu ve bir miktar para asılır. Bayrakla düğün evi selamlanır ve tur başlar..


Cami yanından geçilirse Cami selamlanır ve tur sona erdiğinde Düğün evi tekrar selamlanarak bayraklar itina ile toplanır.


Bu arada üstteki her iki resimde görünen eski konak Yıllar önce Havran'da Atatürk'ün kaldığı ve Çanakkale Kahramanı Havranlı Seyit onbaşı namı diğer Koca Seyit ile sohbet ettiği konaktır. Epey bakımsız kalmış..



Diğer yaptıklarıma gelince.. Önce kapımızdan başlayalım. Sonraa...



Nazar boncuğu konseptine uygun bir anı defteri hazırladım.. 



Bizden bir hafta önce Sünnet düğünü olan arkadaşımdan üç adet asa aldım. Birini defterin üzerinde kullandım. Diğerini bozdum ve simli yazan kalemime monte ettim. Kalemin altlığını bir parça mdf ve avizelerde kullanılan bir parça ile öyle bir şeyler uyduruverdim oldu gitti işte..





Bir kırlent yastık aldım, Hatice ablacığım saten kılıfını dikti ben de süslemesini yaptım, altın yastığım da böylece hazırdı.


Aslında kapı süsü olarak düşündüğüm ama sonradan vazgeçtiğim Sünnet çocuğu etbebeğim. Pelerininin kenarlarını yine Hatice ablacım dikti. Gördüğünüz üzere  Ahşap boyama çalışmalrında kullanılan Artdeco gümüş renkli sim boncuk kullanarak kumaşın üzerine desenler çizdim.. Şapkasını-giydirmesini yaptım. Resimlerde yok ama anı defterimde kullandığım asalardan biri şimdi bebeğimin elinde duruyor.


Oğlşum hazırladığım bebeğin aynı onun gibi göründüğünü söylemişti, 
benim de amacım oydu demek ki başarılı olmuşum.. (^_^)


Sünnet yatağımız oldukça sade görünümlüydü.



Cibinlik kiralayan perdeci çıta çakarak cibinlik olmaz dedi. 
Eşim çıtaları çaktı, 
Hatice abla(kendisi piko işi ile uğraşır) 
artık beyaz renk astar  kumaşlarını verdi, 
çıtaları giydirdik. 
Pazardan etekleri boncuklu 3,5 tl den dört adet perde aldım. 
Raptiye ve sıcak slikon ile çıtalara tutturdum. 
Cibinliğin bana maliyeti toplam 35 tl. 
kiralasaydım bir haftalık geçen yıl 75 tl. idi.. 
Çıtadan cibinlik olmaz dediler ben yaptım oldu. 
Şimdi yatağı kızım kullanıyor. 
Nazar boncuklarını (arkadaşımın emanetiydi kendisine teşekkür ederim) 
ve maşallah yazısını kaldırdım. 
Kaç ay oldu  Cibinliğimizin Maşallahı var, 
hiç de bir şey olmadan durup durur. 
Aman nazarlar değmesin.. 

Çalıştığım için bunları yapmak gibi bir hayalim yoktu her şey kaşıkları uygun bir fiyata mal etmem ile başladı ve Allah tarafından o kadar işlerim rast gitti ki.. Bana çok dua eden oldu, kiminle karşılaştıysam bu duadan sonra çok faydasını gördüm. Allah bu tatlı telaşları güzellikle geçirmeyi nasip etsin, kimin ihtiyacı var ise "Allah rast getirsin İnşallah".. 
Yarın Tatlı CaDı yine iş başında.. Şimdilik..







5 Mart 2014 Çarşamba

Anne ne bilsin şarkıyı.. "öyle değil, sus" annesi yaa..


   
Küçük Cadım yeni girmiş iki yaşına, hamsiyi atıp tutuyor tavaya.. 
Üç yıl aradan sonra izlediğimizde o hallerini 
tekrar tekrar izledik, 
gülmekten gözlerimizden (en azından benim) yaşlar geldi. 
O göz yaşları ki mutluluktan, 
kalbimde büyüyen kocaman bir duygudan 
ama nedir sormayın anlatması pek güç. 
Yalnızca ANNE olan anlar.
*Seni ÇooK Seviyorum Güzel KızıM*


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...